
Galerist, Yeşim Akdeniz`in kişisel sergisi `In Situ Wo`yu 9 Kasım - 14 Aralık 2019 tarihleri arasında Ballon Rouge Club, Brüksel`de sergilemekten mutluluk duyar.
Yirmi yılı aşkın süredir resim yapan Akdeniz, son dönem üretimlerinde mekan algısını tamamen yok sayarak sürreal yaklaşımı ile kurgusallığı bir adım daha öteye taşır. Sanatçı, aynı zamanda hem resim tekniği açısından kendine meydan okumak ve hem de yeni eserlerinin konusu ve eleştirelliği ile ilgili olarak, paletinden beyaz boyayı çıkarır; resimlerin arkaplanları derin mor, mavi, yeşil, kırmızı, altın renklerine bürünür.
Resimlerinin mücevherleri anımsatan renkleri, resmedilen imgeler ve bunların ima ettikleri, birnevi `Doğu`lu hassasiyetini`, yabancı olmayı, bilinçli bir `Oryantalizm` tasvirini çağrıştırır diyebiliriz. İnsan bedeni tasvir edilmemiştir ancak kaynağını tam çözemediğimiz bir bir yerden gelen ışık ve sis içinde uçuşan nesneler, bize bir bedenin varlığını ima ederler. Akdeniz`in resimleri hiç olmadığı kadar gizemlidir. Resimlerinde hemen hiç insan bedeni tasvirine yer vermeyen sanatçı, bunun yerine insan yapımı objeler, mimari ögeler, hayvanlar veya insan bedeninin ufak parçalarını tercih eder.Yeni işlerinde ise eşofman takımları,patlıcanlar, yeşil biberler, plastik sandalyeler, terlikler ve tesbihler, unicorn balonları ve hatta Şehrazad’ı görebiliriz. Tüm bu nesneler anlamlar yüklenmiş ancak yerçekiminden kopmuş bir şekilde uçuşurlar. Özellikle `Bauhaus` serisiyle başlayarak 2002 yılından bu yana, sanatçı; üretimlerinde insan yapımı objelerin ontolojisini ve bu objelerin etrafında şekillenen inanç sistemlerini sorgulamaktadır. Bedenler tasvir edilmemiş olsa da, eril olan da, dişil olan da referanslar aracılığıyla bir hikaye evreni içinde bize kendini gösterir. Adeta tüm evren ve hikayesi kurgulanmıştır. Magritte`in Shéhérazade, 1950 eserine oyuncul bir gönderme yapan Akdeniz’in Şehrazad’ının ağzı yoktur, gözleri inciler yerine tesbih boncuklarıyla çevrilidir. Binbir gece masallarının anlatıcısı burada sesinden ve hikayesinden yoksun kalmıştır, ki hikayeye göre bu gizemli doğulu kadının hayatını kurtaran tam da sesini duyurabilmesi, hikayesini anlatabilmesidir. Bu yoksunluğun bugün neyi temsil ettiğini tahmin edilebiliriz.
Akdeniz’in yeni eserleri ironik ve doğal olmayan, yersiz yurtsuzluk, göçmen olmak ve savrulmak üzerinedir; özellikle tüm bunların, ikonolojisi ve göçmen olmanın sembolleri üzerinedir. (Sanatçı, 1998 yılında Türkiye’den Almanya’ya, 2018 yılında ise Belçika’ya göç etmiştir). Sergi bize isminin içeriğini de, ikilemini de, sorgulayıcılığını da yansıtır; `In Situ Wo` Latince `doğal/olması gerektiği yerde olan` anlamına gelen `In Situ` ile Almanca `neresi` anlamına gelen `Wo`nun bir araya gelmesiyle oluşur.
-
Bettina Franckenberg, Karanlıkta Işık
- Mine Sanat Galerisi, Yalıkavak Palmarina Bodrum mekanında sanatçı Bettina Franckenberg’in çalışmalarını “Karanlıktaki Işık” başlığı altında sergiliyor.
Bettina Franckenberg’in “Karanlıktaki Işık” başlıklı sergisi 8 Mart - 8 Nisan 2017 tarihleri arasında Mine Sanat Galerisi Yalıkavak Palmarina Bodrum mekanında izlenebilir.
"Karanlıktaki Işık"
“Kosmos ve büyük bir harmoni içindeki yaşam benim ilgi alanım – tüm yaşam basamaklarındaki gelişme ve olgunluk”
Anaerkil mitoloji, insanların ‘dünya nasıl oluştu?’ ve ‘hayatın anlamı nedir?’ sorularına ilk bulunan cevaplardan biridir. O zamanki insanın dünyasında üç biçimli ay tanrıçası, yaşamın çeşitli dönemlerini ve doğanın sürekliliğini simgeler. Benim çalışmalarımda bu mitolojik renkler – beyaz, kırmızı ve siyah – simgesel tasarım öğeleridir. Siyah hilal – veya yeni ay – tanrıçanın yaşlılık dönemini sembolize eder. Baharda, hayatın yeniden oluşumunu ve dönüşümünü sürdürmek için sonbahar ve kışın bütün yaşamı yer altına taşıyan ölüm tanrıçasıdır.
Doğanın sürekliliğinde ölümün devamı yeni bir yaşamdır ve her karanlık dönemi bir ışık, bir umut iҫerir, kosmosun dengesi gibi.
3 Mart 2017 Cuma
-
Zahit Büyükişleyen, Şimdi Kantaron Zamanı
- Zahit Büyükişleyen "Şimdi Kantaron Zamanı" sergisi 23 Eylül - 17 Ekim tarihleri arasında Mine Sanat Galerisi Palmarina Bodrum`da...
Sergimizin açılış kokteyli 23 Eylül 2016, Cuma günü, saat 18:00`de, Mine Sanat Galerisi, Palmarina Bodrum Yalıkavak`taki mekanımızda sanatçımızın da katılımıyla gerçekleşecektir.
Sanat anlayışımı varsıllaştıran ve öznel kılan soyut anlatımlarla kurduğum özgün bağların düşünsel sistemi, bence yaşamla kesişir. Yaşam nedir? Yaşamın anlamı nedir? Ne zaman sorulur bu soru, hangi zamanlarda? Dış görünümümüzün altında bir “ben” olduğunun farkına varıp dünyayı bizimle olan ilişkisi içinde sorgulamaya başladığımızda mı? Daraldığımız, köşeye sıkıştığımız ya da köktenci bir karar verme aşamasında olduğumuz durumlarda mı? Kendi sesimizin yankısını duymaz olduğumuzda mı? Beklenmedik bir anda ölümle yüz yüze geldiğimiz zaman mı?
Yaşam durmadan çözülüp toparlanan ve ikinci kez ele geçmeyen bir oluşsa, onda anlam bulamamaktan korkarız. Her bir yaşam için ayrı anlamlar üretme gereğini duyarız.
Geçmişimizde bizi biz yapan, karmaşık izler, rastlantılar ve insanlar vardır. Anılar kaypaktır, durmadan kaçar gider elimizden…
İnsan kendi yaşamını bile içten değil, dıştan bakarak kavrayabilir, bu yüzden… Acılar çekeriz, yaşamın bizde daha uysal, daha adil davranmasını beklediğimiz zamanlar olur. Başarıyı, huzuru sevilmeyi ve güven duymayı özleriz. Ama ne olursa olsun öykümüz ancak yaşadıktan sonra gerçek bir öyküye dönüşür. Maceramıza asıl ruhumuz, tutkularımız, özlemlerimiz renk ve biçim kazandırır. Geçmişimizi asıl ortaya koyduklarımızın üzerine düşen aydınlık görünür kılar. Ve yaşamın anlamı yahut anlamsızlığı o yaşamın vardığı, ulaştığı sonuçtan gelir.
10 Ekim 2016 Pazartesi