
"Yaşantımızı biçimleyen büyük kırılmalar kaynağını küçük anlardan alıyor olabilir mi? Yaşadıklarımızın ne kadarı kendi gelecek tasarımımız? Kendi gelecek tasarımımız ne zaman, nerede? Hangi silik hayalde örtülü kaldı? Ve işte bu sorulardır ki beni (sanatçıyı) yeni üretimlere çağırır?."
Sevinç Çiftçi
Sevinç Çiftçi`nin insanın henüz şekillenmemiş ve katılaşmamış olma halini bize çocuk figürleriyle anlattığı, yaşamımızı sorguladığı "Yarın Ne Kadar Sürer?" resim sergisi 6 Mayıs`tan itibaren Galeri Diani`de!
"Hiçbir şey sona ermedi, ermez de, geçmişe doğru süzülüp giden birhikâyeninbaşladığı yere döndüm. Zamanın tozunda berraklığını yitiren sonra da ansızın öyle bir anda rüya gibi geriye gelen birhikâye, hiçbir şey sona ermez."
Theo Angelopoulos
Sevinç Çiftçi`nin "Yarın Ne Kadar Sürer?" isimli kişisel sergisi 6 Mayıs-27 Mayıs2017 tarihleri arasında Galeri Diani`de gerçekleşiyor. Theo Angelopoulos`un "Sonsuzluk ve Bir Gün" filminden esinlenen sergide, farklı ebatlarda yağlıboya eserlerin yanı sıra, sanatçının karışık teknikle ürettiği resimlerini ve desenlerini de görmek mümkün olacak. Ayrıca, sanatçının üretim sürecine eşlik eden defteri de sergi süresince izleyici ile buluşacak.
Sanatçı kişisel sergisinde "Yeniden ortaya çıkan geçmiş, bugünün tabulaştırdığı dönüm noktalarını ortaya koyar. Üstelik belleğin tazelenmesi hayalin idrak içeriğinin de tazelenmesine yol açar," diyen Herbert Marcuse anımsamanın, toplumsal olanca bastırılan ögeleri geri getirdiğini anlatırken gerek içeriği gerekse kullanılan teknikler bakımından "anımsama" kavramını vurguluyor. Bu bağlamda Sevinç Çiftçi resimlerdeki çocuk figürlerini, henüz şekillenmemiş ve katılaşmamış olma halini bize hatırlatırcasına karşımıza çıkarıyor.
-
Bettina Franckenberg, Karanlıkta Işık
- Mine Sanat Galerisi, Yalıkavak Palmarina Bodrum mekanında sanatçı Bettina Franckenberg’in çalışmalarını “Karanlıktaki Işık” başlığı altında sergiliyor.
Bettina Franckenberg’in “Karanlıktaki Işık” başlıklı sergisi 8 Mart - 8 Nisan 2017 tarihleri arasında Mine Sanat Galerisi Yalıkavak Palmarina Bodrum mekanında izlenebilir.
"Karanlıktaki Işık"
“Kosmos ve büyük bir harmoni içindeki yaşam benim ilgi alanım – tüm yaşam basamaklarındaki gelişme ve olgunluk”
Anaerkil mitoloji, insanların ‘dünya nasıl oluştu?’ ve ‘hayatın anlamı nedir?’ sorularına ilk bulunan cevaplardan biridir. O zamanki insanın dünyasında üç biçimli ay tanrıçası, yaşamın çeşitli dönemlerini ve doğanın sürekliliğini simgeler. Benim çalışmalarımda bu mitolojik renkler – beyaz, kırmızı ve siyah – simgesel tasarım öğeleridir. Siyah hilal – veya yeni ay – tanrıçanın yaşlılık dönemini sembolize eder. Baharda, hayatın yeniden oluşumunu ve dönüşümünü sürdürmek için sonbahar ve kışın bütün yaşamı yer altına taşıyan ölüm tanrıçasıdır.
Doğanın sürekliliğinde ölümün devamı yeni bir yaşamdır ve her karanlık dönemi bir ışık, bir umut iҫerir, kosmosun dengesi gibi.
3 Mart 2017 Cuma
-
Zahit Büyükişleyen, Şimdi Kantaron Zamanı
- Zahit Büyükişleyen "Şimdi Kantaron Zamanı" sergisi 23 Eylül - 17 Ekim tarihleri arasında Mine Sanat Galerisi Palmarina Bodrum`da...
Sergimizin açılış kokteyli 23 Eylül 2016, Cuma günü, saat 18:00`de, Mine Sanat Galerisi, Palmarina Bodrum Yalıkavak`taki mekanımızda sanatçımızın da katılımıyla gerçekleşecektir.
Sanat anlayışımı varsıllaştıran ve öznel kılan soyut anlatımlarla kurduğum özgün bağların düşünsel sistemi, bence yaşamla kesişir. Yaşam nedir? Yaşamın anlamı nedir? Ne zaman sorulur bu soru, hangi zamanlarda? Dış görünümümüzün altında bir “ben” olduğunun farkına varıp dünyayı bizimle olan ilişkisi içinde sorgulamaya başladığımızda mı? Daraldığımız, köşeye sıkıştığımız ya da köktenci bir karar verme aşamasında olduğumuz durumlarda mı? Kendi sesimizin yankısını duymaz olduğumuzda mı? Beklenmedik bir anda ölümle yüz yüze geldiğimiz zaman mı?
Yaşam durmadan çözülüp toparlanan ve ikinci kez ele geçmeyen bir oluşsa, onda anlam bulamamaktan korkarız. Her bir yaşam için ayrı anlamlar üretme gereğini duyarız.
Geçmişimizde bizi biz yapan, karmaşık izler, rastlantılar ve insanlar vardır. Anılar kaypaktır, durmadan kaçar gider elimizden…
İnsan kendi yaşamını bile içten değil, dıştan bakarak kavrayabilir, bu yüzden… Acılar çekeriz, yaşamın bizde daha uysal, daha adil davranmasını beklediğimiz zamanlar olur. Başarıyı, huzuru sevilmeyi ve güven duymayı özleriz. Ama ne olursa olsun öykümüz ancak yaşadıktan sonra gerçek bir öyküye dönüşür. Maceramıza asıl ruhumuz, tutkularımız, özlemlerimiz renk ve biçim kazandırır. Geçmişimizi asıl ortaya koyduklarımızın üzerine düşen aydınlık görünür kılar. Ve yaşamın anlamı yahut anlamsızlığı o yaşamın vardığı, ulaştığı sonuçtan gelir.
10 Ekim 2016 Pazartesi